Reklam
Reklam

IRAK A GİDECEKTİ SİNOP A NASİP OLDU

- IRAK IN NECEF KENTİNDEKİ HAZRETİ ALİ NİN TÜRBESİ İÇİN YAPILAN VE HAT TARİHİNDE EŞİ OLMAYAN EHLİ BEYT TABLOSU, IRAK A GÖTÜRÜLEMEYİNCE SİNOP TA Kİ 798 YILLIK TARİHİ ALAADDİN CAMİSİ NE ASILDI

IRAK A GİDECEKTİ SİNOP A NASİP OLDU
14 Eylül 2012 - 00:00



Hazreti Ali Türbesi için yapılan ve hat tarihinde bir başka benzeri olmayan ehli beyt tablosu Sinop'ta ki 798 yıllık Tarihi Alaaddin Camisi'ne asıldı.

Irak'ın Necef kentinde bulunan Hazreti Ali türbesi için seramik ve hat sanatının ekol ismi Yusuf Coşkun Benefşe tarafından yapılan, ancak bölgede ki istikrarsızlık nedeniyle bir türlü Türkiye'den götürülemeyen 'Ehli Beyt' eseri sonunda sahibini buldu. 2x2.5 metrelik eser Anadolu'nun en eski camilerinden Sinop'ta ki Selçuklu eseri Alaaddin Camisi'ne asıldı.

Mescid-i Aksa başta olmak üzere İslam coğrafyasında bir çok ibadethane ve türbede eserleri bulunan Ünlü Hattat Yusuf Coşkun Benefşe, Sinop'ta iki önemli tarihi mekana daha imzasını attı. Hazreti Ali türbesi için özel olarak yaptırılan ve 'Hanedan-ı Ehli Beyt'i simgeleyen büyük eserini 798 yıllık Alaaddin Camisi'ne getiren Benefşe, peygamber efendimizin torunlarından Seyyit İbrahim Bilal Hazretleri'nin türbesi için de, yürek şeklinde bir kompozisyonla ehli beyti temsil eden bir tablo ile Seyyit İbrahim Bilal Hazretleri'nin künyesinin yer aldığı bir başka eserini mekana kazandırdı. Hat tarihinde başka bir eşi olmayan eserler, İl Müftüsü Yalçın Topçu ile Ünlü Hattat Yusuf Coşkun Benefşe nezaretinde iki önemli mekana dualarla asıldı. Alaaddin Camisi'nde mihrabın sol tarafına asılan eserin hat tarihinde bir başka eşi olmadığını belirten Hattat Yusuf Coşkun Benefşe; "Tablo Hanedan-ı Ehli Beyt. İslam dininde ehli beytin mana ve ehemmiyetini bütün Müslümanlar bilir. Hat tarihinde ehli beytle ilgili eski hattatlarımız, yeni kabiliyetli hattatlarımız çok güzel ve başarılı eserler vermişler. Bu eserin bir özelliği ise; hat tarihinde böyle bir eserin şimdiye kadar yazılmaması. Bu eserde ehli beytin tümü yazılı. Hazreti Amine validemiz, Hayrülümmühat yani ümmetin en hayırlı validesi. Peygamber efendimizin pederi Hazreti Abdullah, Hazreti Hatice validemiz, Hazreti Fatıma, Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin, Hazreti Ali ve Hazreti Fatıma validemizden olan ve çok küçük yaşta ölen Muhsin evladının da mübarek evladına koyduk. Bu eserde bu isimlerin hepsini bir arada topladım. Özellikle hat tarihinde ilk defa böyle bir eser yazılmış oluyor. Başka bir benzeri yok. Bu eser ehli beyte aşık bir iş adamımız tarafımız tarafından Hz. Ali'nin türbesi için yaptırılmıştı. Fakat o bölge çok elektrikli ve huzursuz bir dönem geçirdiği için 5 senedir davet almamıza rağmen bir türlü gidemedik. Böyle bir yerden de teklif gelince yaptıran şahsa söyleyerek müsaade aldık ve Selçuklulardan kalma bu çok güzel, değerli ve tarihi mekana getirdik. Müftü beyin şahsi gayretleri ile eser yeri hazırlandı. Bu zamana kadar sanata meyilli, sanata ve sanatçıya değer veren ikinci bir müftüye rastladık" dedi.

Hat tarihinde 'talik yazı'nın Osmanlı'nın 'Aristokrat' yazısı olduğunu dile getiren Benefşe; "Talik yazıyı Osmanlı mimari ve edebi yazılarda kullanmışlardır. Talik yazabilmek için en az 15 sene emek vermek lazım. Talik, hat yazısının altı çeşidinden biridir. Talik bunların Aristokratıdır. Çıplak, öğrenilmesi çok zor bir yazı. O yüzden hat yazan hattatların sayısı çok az. Bir tek talebem var o da İsmet Gülnihal. O icazet aldı. Arkamızda bu mesleği devam ettirebilecek bir talebe yetiştirebildik. Bizim sanatımız İslamiyet'in şerefini temsil eden bir sanattır. Yabancılar tarafından da çok beğenilir. Picasso'nun da bu konuda tespiti vardır. Hat sanatını gösterdikleri zaman hayreti saklayamamış ve 'hat sanatının bizim yapak istediğimizi yapmış ve bitirmiş yüce bir sanat olduğunu kabul ediyorum' demiştir. Osmanlı camileri ve türbeleri hat sanatı ile bezenmiştir. Hanımların ziynetleri ne kadar önemliyse, cami ve türbeler sanat değeri olan eserlerle bir bütünlük arz eder. Bu eser de klasik bir eserdir. Cami klasik bir mekan, klasikde bir bütünlük sağlamıştır. Benim Topkapı Sarayı'nda, bütün dini mabetlerde, Mescid-i Aksa'da eserlerim mevcuttur. Klasik eserler yapmama rağmen, zaman zaman da modern eserler yapmışımdır. Kayık içinde Allah yazılı eserim İtalya'da dünya birincisi olmuştur. Bütün ecnebilerin de evine girmiştir. Çünkü bütün dinlerde Allah, o da Allah'ın deryada sonsuzluğunu simgelemiştir" diye konuştu.

Seyyit İbrahim Bilal Hazretleri'nin türbesini gördüğünde üzüldüğünü dile getiren Ünlü Hattat Benefşe sözlerine şöyle devam etti; "Sinopluların pazarlarına gittim. Yerli Sinopluların esnaflarıyla temasa geçtim. Bana çocukluğumda ki İstanbul'u hatırlattı. O asaletlerini muhafaza ediyorlar, ama Seyyit İbrahim Bilal Hazretleri'nin türbesine olan bigane kalışları, beni çok üzdü. Sinopluları çok seviyorum. Sinopluların eski hüviyetlerini kazanıp bir dernek kurmaları lazım. O derneklere de haşaratları, keneleri sokmadan, gönüllü kişilerin toplanıp Seyyit İbrahim Bilal Hazretleri'nin türbesini ihya etmelerini arzu ediyoruz. Devletten, vakıflardan ve halktan bunu bekliyoruz. Çünkü Seyyit İbrahim Bilal Hazretleri evlad-ı resulden çok büyük bir zat. Eyüp Sultan nasıl İstanbul'un manevi sultanıysa, Seyyit İbrahim Bilal Hazretleri'de Karadeniz'in manevi sultanıdır. Şayet bigane kalınırsa bu gayretullaha dokunur. Yoksa Sinoplulara Sinop dar gelir. Sinoplulardan çok ümitliyim. Eski asaletlerini kazanarak, el birliği ile bir dernek kurup, bütün gönüllülerin olduğu dernek eliyle burayı ihya etmelerini istiyorum. Türbe etrafında ki mezarlık, adeta balta girmemiş orman haline gelmiş. Eski yapı bir köy camisine dönmüş. Geniş kapsamlı, devletin ve vakıfların himayesi ile çok güzel eserler yapılıyor. Aynı güzelliği Seyyit İbrahim Bilal Hazretleri'ne de taşırlarsa, aydınlatmaları, kırılan kabir taşları düzeltilirse, çok daha güzel bir şey olacak. Nasıl bu camiyi ihya etmişlerse orayı da ihya etmelerini vakıflardan ve halktan bekliyoruz"(İHA)





Bu haber 1517 defa okunmuştur.
  • Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum