Son günlerde önce sosyal medyada “Ankara Büyükşehir Meclisi, Anıtkabir koruma amaçlı imar planını değiştirdi. Yeni plan değişikliği, Anıtkabir arazisinde yapılaşmaya olanak tanıyor.” Büyük tepkilere yol açtı. Anıtkabirin yüksek binalarla kuşatılma çabası “ Anıtkabire Dokunma” etiketiyle sosyal medyada sert tepkiyle karşılaştı.
Mimarlar odası; “Ankara Büyükşehir Meclisi 11. 05.2016 tarihinde anıtkabir koruma amaçlı imar planı değişikliklerine ilişkin meclis kararının planları bir yıl sonra aslıya çıktı. Plan değişikliği yeni yapılanma öngörüyor. Anıtkabir tüm ulusa ait Anıtsal bir alandır, her ne amaçlı olursa olsun, yapılaşmaya açılamaz.”
Belediye savunmasında; “Alınan meclis kararı, Anıtkabirde konuta izin vermek değil. Anıtkabir karşısında ki park alanı olarak belirlenen bölümde bulunan mevcut askeri lojmanları Milli Savunma Bakanın talebi üzerine yapılan plan değişikliği ile resmileştirilmesi.” Diyor. Buna karşı Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, MSB’den bölgenin imara açılmasına yönelik bir talebin olmadığını vurgulayarak, “bizim MSB’nin Kara Kuvvetlerine tahsisli arazilerimiz içerinde alınan hiçbir kararı yoktur. Bizim alımımız içerisinde yani TSK’nin kullanımında olan alan içerisinde alınan hiçbir karar yok.”Diyor.
Ulusal Kurtuluş Savaşımızın baş kahramanı Türkiye Cumhuriyet’imizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN manevi değerleri ve miraslarını yok etmeye neden olabilecek değişiklikler Cumhuriyetimizin temelleriyle de oynamaktır. Nedense son yıllarda toplumumuzun hassasiyet gösterdiği değerlere müdahale etmeye cüret etmeye çalışmaktalar. Şunu bilmelidirler ki bu Türk müdahalelerde hesaplayamadıkları milyonlar müsaade etmezler…
Şunu gözden kaçırmasınlar; Anıtkabir, Ulus bilinci olan herkesin “ Kırmızı Çizgisidir”. Ona yapılacak olan en ufak saygısızlık, sabırları tükendirir. Anıtkabir “ Rant Alanı” değil ülkemizin ve Dünya’nın saygı alanıdır. Cumhuriyetin genleri ile oynanmaz.
Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı ve ülkemizin simgesi olan Anıtkabir’e yapılması düşünülen bu yanlıştan derhal vazgeçilmelidir… Sabır ve sınırlar artık zorlanmamalı.
UNESCO, 1981 yılını Atatürk’ün Doğumunun yüzüncü yılı olarak ilan edilmesinin gerekçesiyle bitiriyorum. “ Atatürk Uluslar arası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, UNESCO’nun yetki alanlarında yenilikler gerçekleştirmiş bir inkılapçı, sömürgecilik ve yayılmazcılığa karşı savaşan ilk önderlerden biri, insan haklarında saygılı, insanları ortak anlayışa ve devletleri Dünya Barışına teşvik eden, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, din, ülk ayırımı gözetmeyen eşi olmayan devlet adamı ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucusudur.