Şimdi artık hayat anlamsız, ayrılık zamansız.
Yokluğuna alışmam anladım, artık imkansız.
Sokağımıza yağmur ağır ağır çiseliyor.
Odama sağanak sağanak hasretin yağıyor.
Hava kararınca dışarı çıkmamı istemezdin ya,
Şimdi de çıkmıyorum, O sokaklar beni boğuyor.
Önce karnında sonra bir ömür kalbinde taşır bizi. Dokuz ay sonra alır kucağına, unutur çektiği acıları. İlk adımlarımızda eli hep üzerimizdedir. Ağladığımızda canı acıyan, güldüğümzde bizden daha mutlu olandır. Anne kelimesi bebekliğimizde ağzımızdan çıkan ilk sözcüktür. Öyle sıcaktır ki sizi sarar, söylediğimizde içimizi ısıtır. Dünyaya gelişinizle sizi saran ilk koku onun kokusudur. Onun gülücü, bakışı bir başkadır. Anne kollarında en güvendiğiniz, sığındığınız limandasınızdır. O’nun kollarında huzur, sevgi fedakarlık vardır. Onun sevgisi karşılıksız sevgi olup, geçici değil bir ömürdür. Anne sevgisi; Sevgilerin en yücesi, karşılıksız ve ölümsüz olanı annenin evladına duyduğu sevgidir. Onlar değil mi; Bir insana dönüşene kadar kanıyla besleyip, karnında taşıyarak acılar içinde dünyaya getirip sütüyle büyümemizi sağlayan, hayatta kalmamızı öğreten, gerekirse hayatını veren annelerimiz…
1908 yılında ABD’ de kutlanmaya başlanan, 1955 yılından bu yana da ülkemizde kutlanan Anneler Gününü annesiz geçirenlerdenim. 18.06.2017 tarihinden bu yana annesiz kalmanın hüznü içindeyim. Annem ve ebediyete göçmüş anneler ışıklar içinde uyusunlar. Biliyoruz ki; Anneler büyük insanlardır ama aynı zamanda ölümlüdür. En zor anlarımızda yanımızda olan, en mutlu zamanımızda bizi şımartanlardır. Ömür defterleri dolduğunda veda eden, yokluğunda aradığımız güzel insanlardır. Anneler gününü bir güne sığdırmak yeterli midir? Tabi ki hayır.. Her işte olduğu gibi kapitalist ekonomik zihniyet böyle bir günü kaçırmamalıdır. Tüketim toplumunun yılbaşından sonra eline geçirdiği bir fırsattı…
Anneler gününün binlerce yıllık bir geçmişi vardır. Anneler günü kutlamaları mitolojik ve dini inanışlara da dayanır. Anneler günü geleneği Antik çağda, Yunan mitolojisindeki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan ‘‘Rhea’’ onuruna düzenlenen ilkbahar kutlamalarıyla ortaya çıkmıştır. Antik Romalılar İsa’ nın doğumundan 250 yıl önceleri ana tanrıça ‘‘Kibele’’ onuruna ilkbahar şenlikleri düzenliyorlardı. Kibele veya Kybele (Magna Mater) tanrıların anasıdır. Anadolu kökenli bir ana tanrıçadır. ‘‘Ana tanrıça’’ inancı, farklı dönemlerde ve medeniyetlerde farklı isimlerle var olmuşlardır. Yunan medeniyetinde Rhea, Roma dönemi Mısır kültüründe ‘‘İsis’’ daha sonraları Efes Artemis’ i (İyon Kibelesi) geçmişin ana tanrıçalarıdır. Ana tanrıça, üretmeyi, dişiliği, hayatın sürmesini ve dolayısıyla bereketi simgeler. Bu tarihsel geçişten sonra!
Benim Anam; varlığı hayatımın en güzel anlamıydı. Karşılıksız sevmenin adı, sevgisi ile sevmeyi tattığım varlığı ile var olmayı tanıdığımdı. Ellerimi uzattığımda tutacak bir elin varlığını hissettiren, affetmenin yüceliğini onun yüreğinde tanıdığımdı. Canımdan canından yüreğimle paylaştığım en yüce varlıktı. Beni bu hayatta koşulsuz seven tek insandı. Ne yaparsam yapayım, nasıl davranırsam davranayım beni bir terk etmeyecek tek kadındı. Ama artık hayatta değil. İnsanın aklına gelmiyor değil; insanları kırmaya, dargınlıklara, küskünlüklere vakit kalmadığına, zamanın en iyi ve en ekonomik şekilde kullanılmasının doğru olduğuna karar verdirdin ‘‘ANNEM’’ İki eliyle yanaklarımı sıvazlarken ‘‘YAVRUM’’ artık kim diyecek? Bir melek gibi, pamuk bembeyaz tenli güzel annem artık yok. Annesi ölenin yaşam suyu azalır. Teninden, saçından başlar renk vermeye. İnsan aslında annesi ölünce başlar ölmeye…
Analarımız için neler demiştik; Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar… Ana başta taç, her derde ilaç.. ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz… Cennet anaların ayaklarının altındadır… İrademiz dışı olumsuz bir şeyle karşılaştığımızda, ani bir durumda; Elimize iğne batsa, bir yere çarpsak, elimiz yansa hep aynı sözcük ‘‘ANAM’’.. Birlikte yaşayalım, ayrı yaşayalım, hayatta olsunlar, olmasınlar hepimizin bir annesi var. ‘‘Anneler Günü’’ hayattaki annelerin sevindirilmeleri, ölenlerin hatırlanmalarına imkân veriyor. Artık ebediyetteki annemin, kızlarımın annelerinin, eşimi dünyaya getiren annemizin, kız kardeşlerimin, dünyada bu duyguyu biyolojik bağı olsa da olmasa da tadan ve annelik görevini yerine getiren o yüce varlıkların günü kutlu olsun.
ERDOĞAN ERKAYMAZ
FACEBOOK YORUMLAR