HONG KONG(ÇİN)-VİETNAM-TAYLAND-SİNGAPUR GEZİ YAZIM
15 Ocak 2024 - 15:43 - Güncelleme: 16 Mayıs 2024 - 16:41
Seyahat etmeyi sevmeyen yoktur. Yeni yerler görmek, yaşadığın coğrafyadan uzaklaşmak, yolculuk hayatın içinde her zaman insan için çok önemli anlam taşımaktadır. Pandemi öncesi Japonya gezisi yapacaktık… Pandemi nedeniyle yapamadığımız o gezi yerine; şirket tarafından verilen “HONG KONG & VİETNAM & TAYLAND & SİNGAPUR” 15 günlük gezi programı yazımla karşınızdayım. Bu gezimizde yine Ayancıklı dostlarımız ve gezide tanıştığımız İzmirli Atatürk’ün kızları dostlarımızdan oluşuyor.
Bu gezimizi 5 Yıldızlı “Celebrity Solstice” gemi turuyla yapacağız. Gemimiz 2008 yapımı, 2850 yolcu, 1068 mürettebatlı olup, uzunluğu 315, genişliği 36 metredir. İçinde 10 restoran, 3 adet yüzme havuzu, kütüphane, mini spor alanları, tiyatro gibi alanlar bulunmaktadır. 9 Aralık 2023’de İstanbul Havalimanında rehberimiz ve gruplarımız buluştuktan sonra THY’larıyla 9,5 saatlik uçuş sonrası Hong Kong (Çin) havalimanına indik. Yerel rehberle ve bizi otelimize transfer edecek otobüsle buluştuktan 40-45 dakikalık yolculuk sonrası “Panda Hotel”e, Ayancık grubumuzla yarım saat sonra lobide buluşmak üzere odalarımıza yerleştik.
Hong Kong Çin’in güney kıyısında yer almakta olup 1 Temmuz 1997 tarihine denk Britanya Krallığının sömürgesi altındaydı. O tarihten itibaren Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı, özel yönetim bölgesi halini almıştır. Hong Kong Adası, Kowloon Yarımadası ve bunlarla beraber 260 tane irili ufaklı adadan meydana gelen Hong Kong, ülkenin ticaret, endüstri ve turizm merkezi konumundadır. Bunun yanı sıra Çin’in en büyük serbest pazarı ve limanıdır. Hong Kong adası Çin egemenliğinden hiç etkilenmemiş bir bölgedir. İngiliz tarzı ters akan trafiği, neredeyse gökdelen tarlasına dönmüş kent, devamlı hareket halinde olan insan kalabalığı ile batının modernliğinin yanında uzak doğunun otantikliğini korumuş bir kent HONG KONG.
Kısaca Hong Kong tarihine baktığımızda; rehberimizin anlattığı bilgiler doğrultusunda, “1840 yılında İngiltere ile Çin arasında yaşanan 1. Afyon Savaşı 1841’de İngilizlerin Çin’i işgaliyle devam etmiş Nanking Anlaşması ile Hong Kong İngilizlerin kontrolüne geçmiş. 1856 yılındaki 2. Afyon Savaşı sonucu Çin Hong Kong’u Kawloon Bölgesini terk etmiş 233 ada 99 yıllığına İngilizlere kiralanmış. 2. Dünya Savaşı (1941) Japonların eline geçen Hong Kong 1945 yılında tekrar İngiliz kontrolüne geçmiş. 100 yıllık krallık hakimiyetinden sonra Çin’e bağlanan kentin enteresan rekoru da Kowloon Bölgesin m2 başına düşen insan yoğunluğuyla dünyanın en kalabalık bölgesidir.
Otelimizden ayrıldıktan sonra ilk durağımız; Tsim Sha Tsui’nin kalbinde gururla duran, Hong Kong’un büyük sömürge binalarından 1881 Haritage’deyiz. 130 yıllık Victoria dönemi bu mekan, bir zamanlar Deniz Polisi Karargahı olarak da hizmet vermiş ve 1994 yılında tarihi bir anıt ilan edilmiş. Hong Kong’da ayakta kalan eski dört hükümet binasından biri olduğunu öğrendik. Mimari değeri özenle korunarak; otel ve lüks alışveriş kompleksine dönüştürülmüş. Gurubumuz toplu ve tek tek fotoğraflar çekildikten sonra gezimize devam ediyoruz.
YENİ DURAĞIMIZ; KOWLOON, TSİM SHA TSUİ, SAAT KULESİ
Kowloon, Hong Kong şehrinin kuzeyinde yer alıyor. Adını, çevresini saran sekiz dağdan gelmektedir. Hong ‘Gong’un en çok nüfusa sahip yeridir. İlk durak yerimiz… Yeni göreceğimiz alan Kowloon Yarımadası’nın ucunda, merkezin karşısında Victoria Limanı’na doğru burunda Tsim Sha Tsui’deyiz. 1860 yılında İngiliz İmparatorluğu’na devredilmeden önce bu yerde birkaç köy kurulmuş. Çincede Tsim Sha Tsui keskin kum örtüsü anlamına geliyormuş. Şimdilerde alışveriş ve gece hayatı bölgesi. Victoria Limanındaki kordonda Hong Kong’un gökdelen manzaralarını izlediğimiz popüler bir yerdi. Grubumuza serbest zaman verildi gezimiz esnasında kültür merkezlerinin de olduğu yerler arasında akşam müzik programına hazırlananları da biraz izledik. Gezi alanlarımızda; eski Kowloon Bölgesi Tren İstasyonu’ndan geriye kalan 44 metre yüksekliğindeki Saat Kulesi anıt olarak korunmaktadır. Granit ve kırmızı tuğladan yapılmış, her iki tarafında saat kadranı bulunan görkemli bu yapı 1915 yılında yapılmış. Kule aynı zamanda fotoğraf çeken turistlere de güzel bir mekan olmuş. Doğaldır ki bizde fotoğraf çektik. Palmiye ağaçları arasındaki havuz kenarında dinlendikten sonra otobüsümüze geçtik.
Gezimizin yeni durağı Victoria Peak Tepesine çıkmak üzere yola koyuluyoruz. Hong Kong’un gezilecek yerler listesinde ilk yerlerden biri olan zirve 552 metre yüksekliğinde. Victoria tepesine çıkarken Hong Kong’un en yüksek, dünyanın 12 en yüksek binası international Finance Center binası (IFC) binası 420 metre yüksekliğinde kendini gösteriyor. Bu bölge Hong Kong’un en zengin bölgesi. Bütün zenginler, siyasetçiler, ünlüler buralarda yaşıyorlarmış. Burası Asya’nın dünyada açılan kapısı niteliğini taşıdığından, uluslararası şirketlerin Asya üst yöneticileri burada yer alıyor. Burada evler 3 Milyon dolardan başlıyor. Otobüsümüzle dağa ulaştığımızda bizleri Peak Tower karşılıyor. Restoranların, mağazaların ve eğlence alanlarının bulunduğu Gökyüzü terası muhteşem. Terastan muhteşem Hong Kong manzarasını izliyor fotoğraflar çekiyoruz. Rehberimiz serbest zaman veriyor. İçeride “Mademe Tussauds”un balmumu müzesini görüyoruz. Zaman yokluğundan ve İstanbul’da gittiğimizden girmiyoruz. Mini alışverişler yapıldıktan sonra öğle yemeğimizi almak üzere Çin Yemekleri sunulduğu restorana doğru yola çıktık.
“New Bamboo Garden Restoran”da grubumuza ayrılan iki büyük daire masadan oluşan bölümde yerlerimizi aldık. Yerel Mutfak lezzetlerini alacağımız güzel bir mekan. Yemek meraklıları için Hong Kong harika bir deneyim olacak. Hong Kong’da genelde kimseye tek başına porsiyon gelmez. Tabak ortaya konur oradan servis edilir. Masamızın üzerinde dönerli bir sofra, her sandalyeye açılmış bir servis. Servis tabaklarının yanında; “Chopstick (yemek çubukları)” grubumuz her ne kadar kullanmaya çalışsa da becerilemeyince çatallar istendi. 6-7 çeşit Çin Mutfağında örnekler gelse de birinin adını unutmadım, onu yazmak istedim; “Dim Sum” Çin usulü mantımsı hamurlara deniyor. Türk Mantısından farklı olarak buharda pişen, sebzeli, deniz mahsullü ya da mantarlı olan bu yemek minik sepet içinde sos tabağıyla servis edildi. Bolca da Çin Çayı içtikten sonra gemimize geçmek üzere otobüsümüze binerek önce limana gidiyoruz.
Bu gezimizi 5 Yıldızlı “Celebrity Solstice” gemi turuyla yapacağız. Gemimiz 2008 yapımı, 2850 yolcu, 1068 mürettebatlı olup, uzunluğu 315, genişliği 36 metredir. İçinde 10 restoran, 3 adet yüzme havuzu, kütüphane, mini spor alanları, tiyatro gibi alanlar bulunmaktadır. 9 Aralık 2023’de İstanbul Havalimanında rehberimiz ve gruplarımız buluştuktan sonra THY’larıyla 9,5 saatlik uçuş sonrası Hong Kong (Çin) havalimanına indik. Yerel rehberle ve bizi otelimize transfer edecek otobüsle buluştuktan 40-45 dakikalık yolculuk sonrası “Panda Hotel”e, Ayancık grubumuzla yarım saat sonra lobide buluşmak üzere odalarımıza yerleştik.
Hong Kong Çin’in güney kıyısında yer almakta olup 1 Temmuz 1997 tarihine denk Britanya Krallığının sömürgesi altındaydı. O tarihten itibaren Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı, özel yönetim bölgesi halini almıştır. Hong Kong Adası, Kowloon Yarımadası ve bunlarla beraber 260 tane irili ufaklı adadan meydana gelen Hong Kong, ülkenin ticaret, endüstri ve turizm merkezi konumundadır. Bunun yanı sıra Çin’in en büyük serbest pazarı ve limanıdır. Hong Kong adası Çin egemenliğinden hiç etkilenmemiş bir bölgedir. İngiliz tarzı ters akan trafiği, neredeyse gökdelen tarlasına dönmüş kent, devamlı hareket halinde olan insan kalabalığı ile batının modernliğinin yanında uzak doğunun otantikliğini korumuş bir kent HONG KONG.
Kısaca Hong Kong tarihine baktığımızda; rehberimizin anlattığı bilgiler doğrultusunda, “1840 yılında İngiltere ile Çin arasında yaşanan 1. Afyon Savaşı 1841’de İngilizlerin Çin’i işgaliyle devam etmiş Nanking Anlaşması ile Hong Kong İngilizlerin kontrolüne geçmiş. 1856 yılındaki 2. Afyon Savaşı sonucu Çin Hong Kong’u Kawloon Bölgesini terk etmiş 233 ada 99 yıllığına İngilizlere kiralanmış. 2. Dünya Savaşı (1941) Japonların eline geçen Hong Kong 1945 yılında tekrar İngiliz kontrolüne geçmiş. 100 yıllık krallık hakimiyetinden sonra Çin’e bağlanan kentin enteresan rekoru da Kowloon Bölgesin m2 başına düşen insan yoğunluğuyla dünyanın en kalabalık bölgesidir.
Otelimizden ayrıldıktan sonra ilk durağımız; Tsim Sha Tsui’nin kalbinde gururla duran, Hong Kong’un büyük sömürge binalarından 1881 Haritage’deyiz. 130 yıllık Victoria dönemi bu mekan, bir zamanlar Deniz Polisi Karargahı olarak da hizmet vermiş ve 1994 yılında tarihi bir anıt ilan edilmiş. Hong Kong’da ayakta kalan eski dört hükümet binasından biri olduğunu öğrendik. Mimari değeri özenle korunarak; otel ve lüks alışveriş kompleksine dönüştürülmüş. Gurubumuz toplu ve tek tek fotoğraflar çekildikten sonra gezimize devam ediyoruz.
YENİ DURAĞIMIZ; KOWLOON, TSİM SHA TSUİ, SAAT KULESİ
Kowloon, Hong Kong şehrinin kuzeyinde yer alıyor. Adını, çevresini saran sekiz dağdan gelmektedir. Hong ‘Gong’un en çok nüfusa sahip yeridir. İlk durak yerimiz… Yeni göreceğimiz alan Kowloon Yarımadası’nın ucunda, merkezin karşısında Victoria Limanı’na doğru burunda Tsim Sha Tsui’deyiz. 1860 yılında İngiliz İmparatorluğu’na devredilmeden önce bu yerde birkaç köy kurulmuş. Çincede Tsim Sha Tsui keskin kum örtüsü anlamına geliyormuş. Şimdilerde alışveriş ve gece hayatı bölgesi. Victoria Limanındaki kordonda Hong Kong’un gökdelen manzaralarını izlediğimiz popüler bir yerdi. Grubumuza serbest zaman verildi gezimiz esnasında kültür merkezlerinin de olduğu yerler arasında akşam müzik programına hazırlananları da biraz izledik. Gezi alanlarımızda; eski Kowloon Bölgesi Tren İstasyonu’ndan geriye kalan 44 metre yüksekliğindeki Saat Kulesi anıt olarak korunmaktadır. Granit ve kırmızı tuğladan yapılmış, her iki tarafında saat kadranı bulunan görkemli bu yapı 1915 yılında yapılmış. Kule aynı zamanda fotoğraf çeken turistlere de güzel bir mekan olmuş. Doğaldır ki bizde fotoğraf çektik. Palmiye ağaçları arasındaki havuz kenarında dinlendikten sonra otobüsümüze geçtik.
Gezimizin yeni durağı Victoria Peak Tepesine çıkmak üzere yola koyuluyoruz. Hong Kong’un gezilecek yerler listesinde ilk yerlerden biri olan zirve 552 metre yüksekliğinde. Victoria tepesine çıkarken Hong Kong’un en yüksek, dünyanın 12 en yüksek binası international Finance Center binası (IFC) binası 420 metre yüksekliğinde kendini gösteriyor. Bu bölge Hong Kong’un en zengin bölgesi. Bütün zenginler, siyasetçiler, ünlüler buralarda yaşıyorlarmış. Burası Asya’nın dünyada açılan kapısı niteliğini taşıdığından, uluslararası şirketlerin Asya üst yöneticileri burada yer alıyor. Burada evler 3 Milyon dolardan başlıyor. Otobüsümüzle dağa ulaştığımızda bizleri Peak Tower karşılıyor. Restoranların, mağazaların ve eğlence alanlarının bulunduğu Gökyüzü terası muhteşem. Terastan muhteşem Hong Kong manzarasını izliyor fotoğraflar çekiyoruz. Rehberimiz serbest zaman veriyor. İçeride “Mademe Tussauds”un balmumu müzesini görüyoruz. Zaman yokluğundan ve İstanbul’da gittiğimizden girmiyoruz. Mini alışverişler yapıldıktan sonra öğle yemeğimizi almak üzere Çin Yemekleri sunulduğu restorana doğru yola çıktık.
“New Bamboo Garden Restoran”da grubumuza ayrılan iki büyük daire masadan oluşan bölümde yerlerimizi aldık. Yerel Mutfak lezzetlerini alacağımız güzel bir mekan. Yemek meraklıları için Hong Kong harika bir deneyim olacak. Hong Kong’da genelde kimseye tek başına porsiyon gelmez. Tabak ortaya konur oradan servis edilir. Masamızın üzerinde dönerli bir sofra, her sandalyeye açılmış bir servis. Servis tabaklarının yanında; “Chopstick (yemek çubukları)” grubumuz her ne kadar kullanmaya çalışsa da becerilemeyince çatallar istendi. 6-7 çeşit Çin Mutfağında örnekler gelse de birinin adını unutmadım, onu yazmak istedim; “Dim Sum” Çin usulü mantımsı hamurlara deniyor. Türk Mantısından farklı olarak buharda pişen, sebzeli, deniz mahsullü ya da mantarlı olan bu yemek minik sepet içinde sos tabağıyla servis edildi. Bolca da Çin Çayı içtikten sonra gemimize geçmek üzere otobüsümüze binerek önce limana gidiyoruz.
Bu haber 1332 defa okunmuştur.
FACEBOOK YORUMLAR