Ecelsiz öldürüldük,
Dövüldük, asıldık...
Vurulduk ey halkım
Unutma bizi...
Ezilenlerin dostu, ezenlerin, sömürülenlerin hasmı, onurlu kalem, Cumhuriyet’in soylu koruyucusu, Türk Ulusunun seçkin evladı; Kırşehir’de tapu kadastro memur babanın, dört çocuğunun üçüncüsü olarak 22 Ağustos 1942’de doğan Uğur MUMCU aslen Ankaralıdır. Hukuk fakültesi öğrencisi iken yön dergisinde yazmaya başlayan, 12 Mart döneminde “Ordu Uyanık Olmalı” sözlerinden dolayı hapse mahkum edildi. Ağrı Patmos’da resmi tanımıyla “Sakıncalı Piyade Eri” askerliğini yaptı.
Uğur Mumcu 1962 yılından itibaren Yön, Türk Solu, Devrim, Ant, Kim dergilerinde yazıları yer aldı.1968-1970 yılından sonra “Gözlem” başlıklı köşe yazısını 1991 yılına kadar aralıksız yazdı. Bir ara İlhan Selçuk ve arkadaşlarıyla Cumhuriyet Gazetesinden ayrılıp Milliyet Gazetesinde dört ay çalışmışsa da 24 Ocak 1993’te karanlık güçler tarafından evinin önünde bombalı saldırı sonucu ölene kadar Cumhuriyet Gazetesinde yazdı.
Cumhuriyet Gazetesinde neden yazdığını şöyle ifade ediyor; “Gazetelerin varlık nedenleri ve amaçları bu gazetelerin doğuş koşulları belirler. Cumhuriyet; Kurtuluş Savaşımızın kan ve barut kokan o kutsal kavgaları içinde doğmuş o günden bu güne ulusal kurtuluş bilincinin, Atatürk devrimlerini ve çağdaş özgürlükleri savuna gelmiştir. Gazetemizin kökeninde soylu duyguların, özverilerin ve yurtseverlik bilincinin o görkemli harcı yatmaktadır. Cumhuriyet demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet ve demokrasi düşüncesi ve esaslarını çiğneyen ve yıkan, yıkmaya çalışan her kuvvetle mücadele edecektir” der. (8 Mayıs 1984)
Uğur Mumcu önceden gören, araştıran, yazılarıyla ışık tutan, insanları bilgilendiren bir aydın yazar gazetecidir. Hakim sınıflar, bölücü güçler, yazılarının muhatapları Mumcu’ya cevap bile veremediler. Yazılarında; sorgulayıcı zaman zaman çok sert ve ödünsüz yazılar, kimi kez alayla karışık kara mizahtır. Amacı; demokratik yönetim ve basın özgürlüğüne kavuşmaktır.
Uğur Mumcu Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik temelinde, aydınlanma felsefesine uyan, laik, çağdaş yapıda yükselmesini sağlayan Atatürk devrim ve ilkelerinin yılmaz savunucusudur. 1980 sonrası yaratılan “Türk İslam Sentezi” anlayışıyla dinin sömürülmesine karşı durmuş, islam dinini kullanarak, ülkemiz insanı üzerinde oynanan oyunları ortaya çıkartmıştı. Mafya ve terör işbirliği arkasında kimlerin olduğunu anlatmıştı. İçinde bulunduğu dünyayı değiştirmek isteyen bir eylemcidir.
Günümüzde “Siyaset-Medya-Tarikat” üçgeninde çalışmalar gün gibi aşikardır. Uğur Mumcu bu gibi çalışmaları ortaya çıkartmıştır. Bunları araştırır, belgelerdi. Beş bine aşkın yazılarını belgeleriyle okurlarına sunmuştur.
Yılmayan, usanmayan, yiğit gazeteci Uğur Mumcu vatanını seven, halkı için yazan, korkmadan; cinayet şebekeleri üstüne var gücüyle giden, onu ölümle tehdit edenlere “Buyurun, gelin buradayım” diyordu. Karanlık güçler katlettiğinde, dönemin ülke yöneticileri faillerinin bulunması “Namus borcu” olduğunu söylemelerine rağmen namus borcu ödenmemiştir.
Bir söyleyişinde ülkemizdeki hukuku anlatırken; “Türk; İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalya ceza yasalarına göre cezalandırılan Alman ceza muhakemeleri usulüne göre yargılanan, Fransa idare hukukuna göre idare edilen ve islam hukukuna göre gömülendir”
Çetelerin, mafyanın, din istismarcıların amansız düşmanı Mumcu’nun mücadelesi; ülkemizin ulusal bütünlüğü, laik, demokratik Cumhuriyet, inançların siyasi amaçlarla istismar edilmesi, terörün, ticaret din ve siyaset bağlantıların ortaya çıkarılması, bu konudaki gerçeklerin yılmadan, cesaretle ve kararlılıkla topluma anlatan, karanlıkta kalanları aydınlatan KALPAKSIZ KUVAYI MİLLİYETÇİ dir.
Bugün ülkemizi savunmayı, laik cumhuriyetçi olmayı, bağımsız Türkiye ve Atatürkçüyüm, yurtseverim, anti emperyalistim demeyi suç sayma peşinde olanlarla savaşımız var. Bunlara karşı her bedeli ödemeye hazırız. Bu namussuzlar kadar cesuruz. Bu namussuzlar bilmelidir ki, bizler; 1919’lardaki bağımsızlık karanlığındaki önderlerin devamıyız. Bizler birer Uğur Mumcularız.
Mücadelesi aydınlık yolumuza ışık tutacaktır. Düşüncelerin öldürülmemesi, öldürülenlerin hiç unutulmaması dileklerimle...
Sevgi ile Kalın