BİZİM KADINLARIMIZ

Bizim kadınlarımız;

Korkunç ve mübarek elleri ince,

Küçük çeneleri, kocaman gözleriyle,

Anamız, avratımız, yârimiz,

Ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen

Ve soframızdaki yeri

Öküzümüzden sonra gelen

Bizim kadınlarımız

Nazım Hikmet

 

Yine “8 Mart” geldi… Dünyada, Türkiye’de bugünü kutlama adına bir takım etkinlikler gazeteler, televizyon programları “Kadın” başlıklı konular üzerinde söyleşiler… Sokaklarda yürüyüşler, akşam eğlence programları. Ne mi değişti? Geçen sene de bunun benzeri yapılmıştı… Bu senede tekrarı, ne eksik nede fazla oysa kadınlar yeterince toplumsal hayata katılmadığı sürece, sistemli bir şekilde engellendiği, temel hak ve hürriyetleri kısıtlanıp, baskı altında tutulduğu sürece kadınlar günü 8 Martlarda kalır.

 

8 Martta; dünyada kadınların eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam, özlemlerini dile getirdikleri gündür. Ülkemizde örf adet geleneklerin ardına sığınarak yapılan acımasız uygulamalar sonucu devletin başından toplumumuzun en alt birimine kadar kabul edilemez olarak adlandırılsa da bir arpa boyu yol alamadık. 8 Martlarda yine her sene yapıldığı gibi içi boş konuşmalar yapılacak yazılıp çizilecek oysa kadınlar için olumlu projeler oluşturulup hayata geçirilmelidir.

 

Kadın haklarını insan haklarından ayrı tutulmalıdır. Kadın hakları ile savunulan kadınların ayrıcalıklı haklara sahip olması değil, sadece insan oldukları için her yerde ve herkes için geçerli haklara sahip olmasıdır. Kadınların eğitim, sağlık, siyaset ve toplumun her alanında, özgür ve aktif olarak görev almaları fırsatı verilmelidir. Daha uygar ve sağlıklı toplum için, kadınlara her zaman ihtiyaç vardır.

 

Bir daha gazetelerde ve televizyonlarda geçen kadın konuları; “Kadının şiddetle iç içe yaşadığı, yaşamın elinden alındığı, tecavüz vakaları, emekçi kadınların yok pahasına çalıştırıldığı işlenmesin.” Kadınların; ekonomik ve sosyal yönden güçlendiği, yetenekleri ortaya çıkarılan, hayallerini ve hedeflerini hayata geçiren kadınlarımız konuşulup yazılıp çizilsin.

Sevgi İle Kalın