Reklam
Reklam
Erdoğan ERKAYMAZ

Erdoğan ERKAYMAZ

dogusofsetayancik@hotmail.com

EDEPSİZ

15 Mayıs 2014 - 10:24 - Güncelleme: 15 Mayıs 2014 - 10:54

Danıştay’ın 146. Yıl dönümü töreninde, Türkiye Barolar Birliği başkanı Metin Feyzioğlu’na konuşmasını bölerek “Böyle edepsizlik olmaz. Van’da yapılan dan haberin var mı, edepsizlik yapıyorsun. Tamamen siyasi konuşma yapıyor. Böyle bir şey olabilir mi? 25 dakika başkan konuşuyor. 1 saat sen konuşuyorsun” diyerek tepki gösteren Başbakan Gündemimize “Edepsiz” sözcüğünü yerleştirdi.

 

         Cumhurbaşkanımız, başkanımız, Genelkurmay Başkanımız, Ana muhalefet Başkanımız ve Ev sahibi Danıştay Başkanımızın katıldığı Danıştay’ın 146. Kuruluş yıl dönümü töreninde kürsüde Türkiye Barolar Birliği Başkanı konuşmasında “ Demokratik hukuk devleti, demokrasi ve özgülükler, insan hakları, yargının bağımsızlığı “ konuları üzerinde konuşurken “Muktedir” en ufak eleştiriye tahammül gösteremedi. Hemen karşı çıkışta bulundu. Oysa eleştiriye saygılı olup tahammül gösterip yapıcı olumluluklar da olabilirdi. Demokratik ülkelerde böyle oluyor. Buna karşın; Karşısındaki konuşmacı sükunetini ve nezaketini bozmadan saygılı bir şekilde cevap verdi.

 

         Yargıçlar Sendikası “Demokrasi söz söyleme sanatıdır, susturma değil… Cübbeyi çıkarmayacağız. Sayın Başbakan dokunulmazlığınızı çıkar da cübbenin karşısına gel… Cübbe, bağımsız yargıyı temsil edilip kontrolden çıkınca iktidarın arka bahçeci yapılmak istenen yargıyı değil… Danıştay Başkanı, kimse önünde düğmelenmesin diye iliksiz olan yargıç cübbesini Başbakan önünde kavuşturma telaşında. “ açıklamada bulunmuş (Kaynak Oda Tv “Edepsiz” kavgası hakimleri böldü konulu yazı)

 

         Son yıllarda iktidar tarafından o kadar çok hoş olmayan sözcükler duyduk ki “Gavat” “Ben senin bacak aranı çeksem…” “ Ananı alda git…”, “ sizi tasmalarınız dan kurtardık, nankörler! “,” çapulcular, Vandallar! “,” üç beş kişi öldü diye ortalığı yakanlar! “, “kız mıdır, kadın mıdır bilmem panzere çıkmış…”,”  Bir kaç Mehmet öldü diye meclisi toplayamayız”,”Gözleri görmediği halde sana iş vermişiz, daha ne istiyorsun?”, “Her Cuma bir ayet sallıyorum”,” Bakara makara…” Bu söylemler elbette ki ahlak değerlerimizi nasıl da yazlaştırmaktadır.

 

         Artık başbakanın hukuki konularda kim açıklama yapıyorsa “Cübbeni çıkar” demesine o kadar alıştık ki… Biz biliyoruz ki “Cübbe” çok önemlidir, giyenler de onun ağırlığını taşımalıdır. O cübbenin düğmesi yoktur; kim senin önünde iliklenmesin diye… Yine Cübbenin cebi de yoktur; kimseden rüşvet gelmesin diye… Cübbeyi giyenlerin söylemleri Anayasaya dayanmalıdır. Onurla da taşınmalıdır.

 

         10 Mayıs Cumartesi günü Danıştay’ın yıldönümü Devlet protokolü de yok edildi. Kürsüde konuşana önce laf atılıp sonra tepki gösterilerek. Devlet protokolün en üstü Cumhurbaşkanının bulunduğu ortamda başbakan tarafından tepki koymak bir ilktir. Üst protokolün topluca terk etmesi de ilkler arasına girmiştir. Kişileri bilmem ama Türkiye Cumhuriyeti tarihinde pek olumlu olarak yer almayacaktır. Bir leke olarak yer alacaktır. Devlet geleneğinde bugüne kadar hiç rastlanmış bir şey değil…

 

         Benim görüşüm; başbakanın sinirlenmemesi; önüne geleni azarlamaması, sosyal eleştirilere tahammül göstermesi, öfke kusmaması gerekir. Sorunlarla dolu ülkemizde çıkış yolu dialoğdur. İnsanımızı sevmek kucaklamaktır. Bu ülkede 27 Yıl kamuda çalışmış, bu günlerde yaşadığım Coğrafya da yerel gazetede aciz hane köşe yazan olarak devlet erkanının birinin ağzından istenmeyen sözcüklerin kullanılmasını bir daha duymak istemiyorum. Bir vatandaş olarak hakkımdır düşüncesindeyim…

Sevgi İle Kalın…

Bu yazı 5876 defa okunmuştur.