KESİLENLER, ORMANLAR, AĞAÇLAR ZEYTİNLER DEĞİL GELECEĞİMİZDİR

Hava kirliliğinin yüzde ellisi ormanlar tarafından paklanmakta… Bir hektar ladin ormanı yılda 32 ton, çam ormanı, 40 ton ve kayın ormanı 68 ton tozu emiyor. Ormanlar 50 metre genişliğindeki bir otobanın trafik gürültüsünün 20-30 desibel arasında eksiltir. 25 metre boyundaki bir kayın ağacı 40 kişinin çıkarmış olduğu karbondioksiti yok eder. Bunları yazdıktan sonra bir gerçeği paylaşmak isterim; ülkemizin dört bir yanında, doğayı tehdit eden projelerin inşaatları sürmekte ve her saniyede onlarca ağaç kesilmekte.

 

Son günlerde ülkemizde bir ağaç sevgisi aldı yürüdü… Herkes çevreci oldu. Yalova’daki “Köprülü Kavşak” projesi kapsamındaki Tonomi Meydanındaki 158 ağaç kesimi gündemimizi belirledi. Başbakan Ahmet Davutoğlu “Yalova’da kesilen ağaçlar için sessiz kaldı “ diyerek Kılıçdaroğlunu eleştirdi. Kılıçdaroğlu “ Nerede bir yeşillik varsa korunması, gerektiğinden yanayım “ diye cevapladı. Kesime izin veren Belediye Başkanı SALMAN “ Canım yanarak, içim acıyarak da olsa bu kararı almak zorunda kaldım. Benim için insan hayatı ağaçtan daha önemlidir “ dedi.

 

Herkes sıkıştığında Atatürk’e sığınır ama ders almamışlar. “ Atatürk bir gün çiftliğe gittiğinde, köşkün hemen yanındaki ulu çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır. Hemen bahçıvanı yanına çağırarak bunun nedenini sorar. Görevli bahçıvanın cevabı şöyledir: Ağacın dalları uzamış binanın duvarlarına dayanmıştır. Atanın cevabı “ Ağaç kesilmeyecek, bina kaydırılacak “ Atamız, Dünya liderlerinin 1970’li yıllardan sonra anlayıp düşünmeye başladığı “çevre” önemini 1930’lu yıllarda benimsemiştir. “Çevreyi korumak aklın gereğidir” özdeyişiyle dünyaya mesaj vermiştir.

 

Oysa bizim kültürümüzde doğan çocuğumuz için ağaç dikme vardı. Çevremizi, ülkemizi kısaca doğayı ağaçlarla donatmak ve korumak gerekirken, bilinçsizce onları kesmek akıl alır gibi değil. Eğer böyle devam edilirse gelecek nesillere bırakacağımız doğal miras kalmayacaktır. Geleceğimize; çocuklarımıza, torunlarımıza kirli bir çevre bırakacağız. Yönetenler “ Biz bin ağaç keseriz, 1 milyon dikeriz” diyorlar. Bilim adamları da buna cevaben “Diksenizde ekosistemi alt üst ettiğiniz için o diktiğiniz alan artık sadece yeşillikten ibaret” diyor. Birde ağaç dikmek hiç kimseye ağaç kesme hakkını vermez.

 

Çok ağaç dikenlere;  kesilen ağaç sayılarıyla cevap verecek olursak; üçüncü köprü ve hava alanı için 2 milyon 700 bin ağaç, Amasya’da Termik santral ve kül depolama sahası için 63 bin ağaç, Artvin Borçka’ya bağlı Maçahel’de 8 ayrı Hes için 165 bin ağaç, Fatsa HES projesi için 254 bin ağaç, Mersin Akkuyu Nükleer Santral için 250 bin ağaç, Manisa Turgutludaki Çaldağı nikel madeni projesi için 1 milyon 500 bin ağaç kesildi veya kesilecek. Yazık değil mi? Hava kirliliğinin yaklaşık %50si  ormanlar tarafından temizlendiği bilinmesine rağmen.

 

 

Ormanlar, çeşitli ağaç türlerinin yanında, çok zengin orman altı bitki türleri, yaban hayvanları, mikroorganizmalar, böcekler, kuşlar, balıklar ve memeliler için en önemli tabiatlardan biridir. Bu özelliklerden dolayı doğal dengenin korunması, işlenmesi ve genetik kaynakların devamının sağlanması açısından da son derece önemli ekosistemlerdendir. Konumuza gelecek olursak; Yalova’daki o ağaçlar kesilmemeliydi, o yol güzergahı değiştirmeliydi.

Sevgi İle Kalın