Şike skandalları, Rabia işaret ve kaş kolları, YÜCE ATATÜRK ve Mandela tişörtleri derken Beşiktaş – Kasımpaşa maçı çoğunluğunun hakem hatası olarak gördüğü, taraftarın sahaya girmesi, futbolcuya saldırması, diğer futbolcuların taraftarları tekmelemesi, TV’lerde yorumcuların eski hakemler ve başkanlık yapanların (Hakem Hatası mı?) yoksa (Kural Hatası mı?) arasında gelgitleri. TFF’nin suskunluğu ve sessiz kalışı, futbolumuz ileride ne olur bilmek zor ama gidişat hiç de iyi gözükmüyor.
Futbolumuzda yönetsel, hukuksal, iktisadi, mali ve sosyal anlamda bir kaos içinde olduğu aşikar. Ortalık toz duman. Futbolumuzda rekabetçi bir denge yok, büyükler pastadan daha fazlasını almakta. Yönetsel olarak da, yapılışındaki yanlışlıklar sportif ve mali açılardan da olumsuz etkilemektedir.
Ülkemiz futbol severlerin büyük çoğunluğu 3 Büyük takımı tutması sonucu her şey 3 takım etrafında şekilleniyor. 3 büyükler ne istiyorsa o oluyor, kurallar onlara çalışıyor, onların istemlerine göre şekilleniyor. Futbolumuzun hak ve adaleti onlara çalışmakta. Diğer süper lig takımları da verilen rolünü oynamakta…
Eskiden mahallemizdeki kahvelerde fanatiklerin arasında maç için yapılan geyiklerde bile bir seviye, bir nükte, bir şaka anlayışı vardı. Şimdi TV’lerde sözüm ona yorumcular, futbol insanlarının sunumlarında seviye ara ki bulasın… Sözde Profesyoneller para karşılığı fanatik taklidi yapıyorlar. Her hafta gerginlik sanırım kasıtlı planlanmış bir olgu! Ülke yaşayanımızı güncel olaylardan uzak tutarak uyutma programları…
Futbolumuzda ne kadar para o kadar entrika. Günlük spor gazetelerimizde amigo yazarlardan geçilmiyor. Futbolumuzun başında mı ise… En başarısız kulüp başkanlarından biri ödüllendirilip getirildi.
Sokaklarımız da evlerimizde, hatta meclisimizde bile şiddetsiz günümüz yok. Baştan sona tutunacak bir yerimizde yok futbolumuza da şiddet tabiî ki eksik olmaz. “Zaten hep böyleydi futbolumuzu” demiyor muyuz. Bir gerçek de hiç kimsenin temiz lig isteği yok. Futbolu kurtarmak için radikal bir kanun çıkarılıyor uygulamaya konmadan kaldırılıyor. Herkes başarıyı istiyor. Başarı yolunda her yapılan her kirli iş mubahtır düşüncesindeler. Oysa yapılması gereken futbolumuzun kirli ellerini spordan çekin diye bir duruş sergilemektir.
Şu unutulmamalıdır. Futbol; ulusal ve uluslar arası düzeyde toplumların insanların ortak değer üretmenin en önemli figürlerinden biridir. Futbol, din, dil, ırk ayrımı olmadan, dünyanın her yerin de, insanların bir ortak değeri olarak; öncelikle eğlence, sonrasında bir spordur. Ülkemizde ise ticari ve siyasi kimliklerin ön plana çıkarılması futbolumuzun tehlike çanlarının çalmasına neden olmuştur. Oysa spor insanlarının amaçları için değil, futbol kültürünün doğası içinde gelişmesini, yücelmesini ve değer kazanması önceliği olmalıydı…
Sevgi ile kalın.