ZAFER BAYRAMI

Milli Bayramlar, bir milleti oluşturan bireylerin, birlik ve beraberlik duygusunu en yoğun olarak yaşadığı günlerdir. Milli bayramlarımızı kutlarken atalarımızın kahramanlıklarını ve başarılarını anar, bize emanet ettikleri değerlerin önemini daha iyi anlarız.

            Milli bayramlarımız milli birliğimiz çimentosudur. Milli bayramlar devletin kuruluşu ve var olma aşamasında ki dönüm noktasıdır. Birlik ve beraberlik içinde milli duygularla tek vücut olma simgesidir Milli Bayramlar.

         Son yıllarda Mili Bayramlarımıza “Alerji” yıllara yayılarak; yasaklamalar, bahaneler, engellemeler sınır tanımadı… Büyük kurtarıcı ve silah arkadaşlarının; çocuklarımıza, gençlerimize ve halkımıza armağan ettiği ve her biri tarihimizin dönüm noktasını işaret eden Milli Bayramlarımız hak edildiği şekilde en coşkulu şekilde kutlanmalıdır.

         Her yıl; 1922 yılının 26 Ağustos’ta başlayıp, 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da Türk ulusunu esir etmek isteyen yayılmacı, istilacı güçlere karşı; kadınıyla çocuğuyla, ordusuyla Mustafa Kemal’in başkomutanlığında topyekûn verdiği bir savaşın ve ulusal benliğini kurtardığı ve Zafer Destanının yazıldığı Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni (Büyük Taarruz) anmak için kutlayacağımız Bayramdır “ 30 Ağustos Zafer Bayramı...”



         30 Ağustos’lar; Türklerin bağımsızlığını kazanması için önemlidir. Bu zafer, kendisini parçalamış ve sömürge bir ülke haline getirmek isteyen ülkelere karşı indirilen bir darbedir. Bu zafer, mazlum bir ulusun şahlandığı ve haykırdığı, kendi özgürlüğünü ve bağımsızlığını kazandığı sürecin başladığı tarihtir. Ülkemizin geleceği için binlerce şehidin canları pahasına, özgürlük ve bağımsızlık meşalesinin sonsuza dek sönmemek üzere yakıldığı “Zafer Günü” dür.


         Batılı Emperyalistler “ Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan” bu yana boş durmayıp “Sevr” durumuna düşürmek istiyorlar. 100 yıl önce gerçekleştirmedikleri hayallerini şimdi yerli işbirlikçileriyle gerçekleştirmek istiyorlar. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış”, ilkesini bir kenara bırakıp, “Stratejik Derinlik” adı altında tüm komşularımla sorunlu hale gelip savaş bataklığına sürüklenmek isteniyor. Oysa yapılması gereken ülkemizin çağdaşlaşması için gerçekleştirilen Atatürk ilke ve devrimlerinde sahip çıkmak Laik Devlet anlayışına dört elle sarılmaktır.


         İstiklal Mücadelemizin bütün kahramanlarını, kanlarıyla, canlarıyla bu toprakları vatan yapan canlarını seve seve feda eden kahramanlarımızı ve komutanları Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha hürmet, minnet şükranla anıyorum…

Sevgi İle Kalın