Ne İdiği Belirsiz Bankamatik Memurları

Başlıkta adı geçenler kendilerini çok iyi bilir. Halkta onları çok iyi bilir ama nedendir bilinmez bildiklerini dile getirmezler. Süreç sonunda olan yine onlara olur.

Kendilerinden başkasına faydası olmayan, vasıfsız, art niyetli, bu gereksiz tipler nasıl olur da bir yerlerin yönetimine getirilebilirler ya da yeterlilikleri varmış gibi görev ve sorumluluk üstlenebilirler… diye düşünürüz hep?

Ama sadece düşünürüz???

Sorumuza cevap bulmak için hiçbir uğraşımız yoktur.

…..sorunun cevabı da tam olarak burada?

Asıl olan bu insanların yeterliliklerini sorgulamakta!
Boş koltuk kaplamayı, gidip bankadan maaş çekmeyi herkes yapar diye düşünüyorum.
Asıl olan yaptığın işin hakkını vermek olur…

Bir milletin emeğiyle onlara hizmet etsin diye yapılan kurumlar bir iki vasıfsızın kurumu haline getirilemez.

Bu toprak bu vatan bu ülkenin insanlarınınsa, onların çabası ve uğraşıyla yapılan her bir kurum onlara hizmet etmek için vardır.

Bu vasıfsızlar nasıl kendi malları gibi görebilirler bu kurumları?

Ve buna neden izin verilir?

Niçin halk bu kurumlara girerken eğilip bükülür?

Eğilip bükülmesi gereken, hizmet yarışına girmesi gereken ???

         Emekleriyle bu kurumları yapan, maaşlarını ödeyen halk mıdır?

         Yoksa bu kurumların çalışanları mı?
….
Atatürk’ün sevdiğim ve gerçekleşmesini temenni ettiğim çok güzel bir sözü var:
 ‘Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.’
Bu sözün gerçekleşmesi başlıkta adı geçen bankamatik memurlarıyla mümkün müdür?

Onların yeterliliklerini sorgulamaktan kaçan bizler sözde vaat edilen refah, vasıta ve kaynakları ne kadar hak ediyoruz?

Artık daha fazla vakit kaybetmeden başlanılmalı…

…İçinizde bulunduğumuz acı gerçekliğin dışında,

Sevgiyle kalın…